Yerli aşıların geliştirilmesi, üretimi ve ülkenin aşı siyasetlerinin belirlenmesi emeliyle 2018`de kurulan Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü, kapılarını açtı.
Türkiye`nin birinci aşı enstitüsü olan merkezde, yerli aşıların geliştirilmesinden üretimine uzanan tüm etaplar 5 başka ünitede yürütülüyor.
Dünya standartlarında aygıtların kullanıldığı enstitü, aşı üretiminde bakılırsav alacak bilim insanlarının yetiştirilmesi konusunda da okul bakılırsavini üstleniyor.
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Aşı Enstitüsü Aşı Teknolojisi Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semra Aydın, YÖK`ün talebiyle kurulan enstitünün, aşı konusunda farkındalığın oluşturulması, ülkenin gereksinimi olan bilim insanlarının yetiştirilmesi misyonunu da üstlendiğini anlattı.
Aşı teknolojisi yüksek lisans ve doktora programına öğrenci alımı başlayacak
ABD, İsviçre, Fransa üzere ülkelerde örnekleri bulunan enstitüde, aşı çalışmalarıyla ilgili bir yüksek lisans programının devam ettiğini belirten Aydın, “Aşı teknolojisi yüksek lisans ve doktora programıyla ilgili hazırlıklarımız da tamamlandı. Büyük ihtimalle ocak ayı prestijiyle öğrenci alımına başlayacağız. Aşı üretimiyle ilgili hem kesimin gereksinimi olan deher neysel çalışmaların planlanması birebir vakitte gereksinim duyulan insan kaynağının yetiştirilmesi üzerine çalışmalar yapacağız.” dedi.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Sıhhat Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu üzere paydaşlarla enstitünün ortak çalışmalar yürüttüğünü lisana getiren Aydın, ilerleyen periyotta aşı üretimiyle ilgili fazlaca başarılı işlerin ortaya çıkacağına inandığını vurguladı.
Doç. Dr. Aydın, COVID-19 salgınının görülmesiyle enstitüde TÜSEB takviyeli sentetik peptit aşısı üzerinde çalışmaların başlatıldığını anımsattı.
“Sentetik peptit aşıda klinik öncesi çalışmalar tamamlanmak üzere”
birinci vakit içinderda Wuhan varyantı üzerinden ilerleyen aşının hayvan deneylerinden olumlu sonuçlar alındığını belirten Aydın, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Şimdi tıpkı çalışmayı, öteki varyantları da içerecek bir hale dönüştürüyoruz. Yani aşının Delta, Omicron`un BA.4, BA.5 varyantlarına karşı aktifliğini kıymetlendiriyoruz.
Şu an bu varyantlara yönelik geliştirdiğimiz formülasyonların deney hayvanları üzerinde çalışmaları sürüyor, klinik öncesi çalışmalar tamamlanma evresine geldi. Yakın vakitte klinik etaba geçmeyi umut ediyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz sonuçlar pek olumlu, formülasyonlarımızda denetim kümesine göre 3 katı civarında antikor oluşumu sağladık.”
Aydın, yeni varyantlara adaptasyonları daha kolay olan peptit aşıların “belirli bir patojene karşı bağışıklık oluşturmak için geliştirilen ve patojenin sahip olduğu proteinin muhakkak bir kısmını sentetik olarak taklit eden aşılar” formunda tanımlandığını belirtti.
Aydın, yeni varyantlara adaptasyonları daha kolay olan peptit aşıların “belirli bir patojene karşı bağışıklık oluşturmak için geliştirilen ve patojenin sahip olduğu proteinin muhakkak bir kısmını sentetik olarak taklit eden aşılar” biçiminde tanımlandığını belirtti.
“Çalışmalarımız, devam eden enfeksiyonlarla çabada fazlaca işe yarayacak”
Piyasadaki COVID-19 aşılarının tamamının birinci Wuhan varyantına göre üretildiğine ve daha sonrasında fazlaca sayıda varyant ortaya çıkması niçiniyle bu aşıların aktifliğinin bir ölçü azaldığına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti: “Bu çalışmalar beraberinde aşı üretiminin Türkiye`de yeniden başlamasını sağladı. Ülkemizde bir daha bir aşı üretim kültürü, bununla ilgili altyapılar oluşuyor. Bunu yanı sıra aşı çalışmalarımız devam eden enfeksiyonlarla uğraşta fazlaca işe yarayacak. Ülkemizde aşı üretimiyle ilgili yine önemli bir farkındalık oluştu. Bundan daha sonra da tüm çocukluk çağı aşılarının ülkemizde üretildiği, gençlerimizin aşı AR-GE ve üretim çalışmalarında etkin olarak yer aldığı bir periyoda geçmeyi ümit ediyoruz.”
Türkiye`nin birinci aşı enstitüsü olan merkezde, yerli aşıların geliştirilmesinden üretimine uzanan tüm etaplar 5 başka ünitede yürütülüyor.
Dünya standartlarında aygıtların kullanıldığı enstitü, aşı üretiminde bakılırsav alacak bilim insanlarının yetiştirilmesi konusunda da okul bakılırsavini üstleniyor.
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Aşı Enstitüsü Aşı Teknolojisi Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semra Aydın, YÖK`ün talebiyle kurulan enstitünün, aşı konusunda farkındalığın oluşturulması, ülkenin gereksinimi olan bilim insanlarının yetiştirilmesi misyonunu da üstlendiğini anlattı.
Aşı teknolojisi yüksek lisans ve doktora programına öğrenci alımı başlayacak
ABD, İsviçre, Fransa üzere ülkelerde örnekleri bulunan enstitüde, aşı çalışmalarıyla ilgili bir yüksek lisans programının devam ettiğini belirten Aydın, “Aşı teknolojisi yüksek lisans ve doktora programıyla ilgili hazırlıklarımız da tamamlandı. Büyük ihtimalle ocak ayı prestijiyle öğrenci alımına başlayacağız. Aşı üretimiyle ilgili hem kesimin gereksinimi olan deher neysel çalışmaların planlanması birebir vakitte gereksinim duyulan insan kaynağının yetiştirilmesi üzerine çalışmalar yapacağız.” dedi.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Sıhhat Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu üzere paydaşlarla enstitünün ortak çalışmalar yürüttüğünü lisana getiren Aydın, ilerleyen periyotta aşı üretimiyle ilgili fazlaca başarılı işlerin ortaya çıkacağına inandığını vurguladı.
Doç. Dr. Aydın, COVID-19 salgınının görülmesiyle enstitüde TÜSEB takviyeli sentetik peptit aşısı üzerinde çalışmaların başlatıldığını anımsattı.
“Sentetik peptit aşıda klinik öncesi çalışmalar tamamlanmak üzere”
birinci vakit içinderda Wuhan varyantı üzerinden ilerleyen aşının hayvan deneylerinden olumlu sonuçlar alındığını belirten Aydın, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Şimdi tıpkı çalışmayı, öteki varyantları da içerecek bir hale dönüştürüyoruz. Yani aşının Delta, Omicron`un BA.4, BA.5 varyantlarına karşı aktifliğini kıymetlendiriyoruz.
Şu an bu varyantlara yönelik geliştirdiğimiz formülasyonların deney hayvanları üzerinde çalışmaları sürüyor, klinik öncesi çalışmalar tamamlanma evresine geldi. Yakın vakitte klinik etaba geçmeyi umut ediyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz sonuçlar pek olumlu, formülasyonlarımızda denetim kümesine göre 3 katı civarında antikor oluşumu sağladık.”
Aydın, yeni varyantlara adaptasyonları daha kolay olan peptit aşıların “belirli bir patojene karşı bağışıklık oluşturmak için geliştirilen ve patojenin sahip olduğu proteinin muhakkak bir kısmını sentetik olarak taklit eden aşılar” formunda tanımlandığını belirtti.
Aydın, yeni varyantlara adaptasyonları daha kolay olan peptit aşıların “belirli bir patojene karşı bağışıklık oluşturmak için geliştirilen ve patojenin sahip olduğu proteinin muhakkak bir kısmını sentetik olarak taklit eden aşılar” biçiminde tanımlandığını belirtti.
“Çalışmalarımız, devam eden enfeksiyonlarla çabada fazlaca işe yarayacak”
Piyasadaki COVID-19 aşılarının tamamının birinci Wuhan varyantına göre üretildiğine ve daha sonrasında fazlaca sayıda varyant ortaya çıkması niçiniyle bu aşıların aktifliğinin bir ölçü azaldığına dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti: “Bu çalışmalar beraberinde aşı üretiminin Türkiye`de yeniden başlamasını sağladı. Ülkemizde bir daha bir aşı üretim kültürü, bununla ilgili altyapılar oluşuyor. Bunu yanı sıra aşı çalışmalarımız devam eden enfeksiyonlarla uğraşta fazlaca işe yarayacak. Ülkemizde aşı üretimiyle ilgili yine önemli bir farkındalık oluştu. Bundan daha sonra da tüm çocukluk çağı aşılarının ülkemizde üretildiği, gençlerimizin aşı AR-GE ve üretim çalışmalarında etkin olarak yer aldığı bir periyoda geçmeyi ümit ediyoruz.”