Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, “”Geleneksel Güreş Federasyonu kuruldu, yapılanması başlayacak. Klâsik Atlı Sporlar Federasyonu kuruldu.” dedi.
Bilal Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında değerlendirmelerde bulundu.
Gençlerin epey hoş yetiştiklerini ve onlardan ümitli olduğunu lisana getiren Bilal Erdoğan, klasik sporlarla ilgili çalışmalarını şöyleki kıymetlendirdi:
“Geleneksel sporlarla ilgili öykümüz Okçular Vakfı’na dayanıyor, çocukluğumun geçtiği mahalle Okmeydanı. bu biçimde Okmeydanı semtin ismiydi, yay sokak ismiydi fakat okçulukla ilgili hiçbir şey bilmezdik. Mahallede de kimse bilmezdi ancak eski Beyoğlu Belediye Liderlerimizden Nusret Bayraktar olsun merhum Kadir Topbaş olsun, alışılmış ki Cumhurbaşkanımızın takviyesiyle yönlendirmesiyle oradaki okçuluk mirasını ihya ettiler. O eski okçular tekkesini 2. Beyazıt’a, Fatih Sultan Mehmet’e dayanan vakfiyeyi, ihya ettiler. Buraya sahip çıkılsın diye, buraya bir vakıf kuruldu. 2012 yılında Okçular Vakfı’nda başladığımız çalışmayla, klâsik okçulukla tanıştık. Okçulukta biliyorsunuz, bir olimpik yay var, bir makaralı yay var, bir de bizim klâsik okçuluğumuz var.”
Milletin kendi cet sporunu gördüğü vakit o alana geldiğini, ilgi duyduğunu belirten Bilal Erdoğan, kelamlarına şöyleki devam etti:
“İnsanlar birinci kere cirit görüyor, birinci sefer klâsik yay ile okçuluk görüyor, birinci sefer kökbörü sporu üzere Orta Asya’daki sporumuzu tanıtıyoruz. Yağlı güreşlerimiz örneğin, inanılmaz bir çıkış trendinde, onun da federasyonu kuruldu. Klasik Güreş Federasyonu kuruldu, yapılanması başlayacak. Klasik Atlı Sporlar Federasyonu kuruldu. 65 federasyonun ortasında bir tane Klasik Spor Kısımları Federasyonu vardı, bugün 4 tane oldu. ötürüsıyla bu da klâsik sporların Türkiye’de güçlenmesini sağlayacak. Türkiye’deki muvaffakiyet öyküsünü öbür ülkelere de anlatıyoruz. Sahiden bugün merkezi Türkiye’de olan milletlerarası bir spor konfederasyonu dünyada klasik spor kollarındaki en büyük çatı kuruluş, tek büyük otorite biziz. Türkiye’nin yumuşak gücü için de yeterli bir çalışma oluyor.”
Bilal Erdoğan, “Türkiye’deki artan tesisleşmenin klâsik sporlarda da yavaş yavaş başladığını aktararak, “Ankara’da bir tesis oldu, Kayseri de bir tesis oldu. Uşak’ta bir cirit alanı yapıldı, Erzurum’da bir açık cirit alanı yapıldı. Gaziantep ve Konya’da tesis çalışması devam ediyor. Ailecek geliyorsunuz, birisi ok atıyor, birisi cet biniyor.” formunda konuştu.
Dünya Göçebe Oyunları’nın eylül ayında İznik’te yapılacağını hatırlatan Erdoğan, şunları belirtti:
“Türk dünyasında epeyce olumlu işler oldu. Türk Devletler Teşkilatı ismiyle Türk kurulu bir daha yapılandırıldı. Türk dünyası Sovyetlerin beri hiç olmadığı kadar birbiriyle yakın. Birbiriyle kültürel, ekonomik ve siyasi manada dayanışma içerisinde. ötürüsıyla Dünya Göçebe Oyunları, eylül ayının sonunda İznik’te Türk Devletler Teşkilatı’nın bir tertibi olarak gerçekleştirilecek. 80’in üzerinde ülkenin katılacağı bir aktiflik olacak. İznik’in ne kadar büyük bir bedelimiz olduğu bu vesileyle tekrar ortaya çıkmış olacak. Türk dünyasının gidişatında klasik sporlarla ilgili çalışmalarımız da ülkeler ortası hukuku geliştirmede de hoş bir rol oynadı, oynamaya da devam edecek inşallah.”
“BİZ ÇOK ÖNEMLİ BİR VAKIF MEDENİYETİNİN MİRASÇILARIYIZ”
Bilal Erdoğan, Türkiye’nin epeyce önemli bir vakıf medeniyetinin mirasçısı olduğunu belirterek, “Biz hayli önemli bir vakıf medeniyetinin mirasçılarıyız. Bunun ihyasına yönelik olarak nazaranv aldığım vakıflarda kurumsallaşmaya yönelik, güçlenmesine yönelik, daha şeffaf kurumlar bulunmasına yönelik neler yapabiliriz, bunlarla ilgili çalışıyoruz. Olağan ki daha epey öğrenciye ulaşacağız. Bugün ulaştığımız öğrencinin vizyonu, kalitesi, argümanı 70 yıl öncesine nazaran hayli daha yükseklerde, hamdolsun biz bununla gurur duyuyoruz. Vakıfların, Türkiye’nin gelişmesinde Türkiye’nin mayasının sağlam kalmasında ne kadar hizmeti olduğunu buradan anlayınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yetişmiş kıymetli gençlerinin, bilim erkeklerinın ülkesine ve milletine örnek kişiselyetler olabilmesi için vakıf çalışmalarının kıymetli olduğuna işaret eden Bilal Erdoğan, “İnsan yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi kültürümüzle, kendi kimliğimizle, kendi geleneklerimizi kuşanarak da biz dünyada argüman sahibi oluruz, gelişiriz, geçeriz hepsini ve bir daha doruktaki yerimizi Allah’ın müsaadesiyle alırız.” dedi.
TÜGVA’YA YAPILAN TAARRUZ HAKKINDA
Gaziosmanpaşa’da Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) patlayıcıyla akın düzenlenmesine ait de Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
“Terörist ne demek, kamu malına ve sivil insanlara ziyan vererek, militanca beklenmedik ataklarla amacını gerçekleştirmeye çalışan demektir. Olağanda şayet demokratik toplumdan bahsediyorsak, demokratik süreçler muhakkaktır, bunların içerisinde çabanı verirsin. Biz de eğitimle ilgili işler yapıyorsunuz, eğitimle ilgili detaylarımizi, birikimlerimizi, gördüğümüz şeyleri siyasetle paylaşırız, istikamet vermeye çalışırız, kamuoyuna yönelik açıklamalar, duyurular yaparız. Bu toprakları vatan yapan bedeller, burası niçin Anadolu, niçin vatan olmuş, nasıl olmuş, bin yıl evvel niçin Malazgirt’i, Alparslan’ı konuşuyoruz. Sanıyor muyuz ki bizi biz yapan şeylerden soyutlandığı vakit burası vatan olmaya devam edecek. ötürüsıyla bu terör hareketleri, sivil toplumu gaye alan terör hareketleri, TÜGVA’yı niçin maksat alıyor, Bilal Erdoğan’ın burayla bir ilgisi mi var, ben burayı amaç alayım iktidara ziyan vermiş olurum, filan. Lakin yazık günah, buralarda beşerler çocuklarını emanet ediyorlar. Geliyorlar kitap okuyorlar, oyun oynuyorlar. Aileler çocuğum nerede dediği vakit işte TÜGVA’nın icat hanesinde kodlama dersi alıyor, dene-yap atölyesinde robotik kodlamayla ilgili bir şeyler yapıyor. Şiir okuyor, kitap okuyor. İşte bu biçimde bir yeri maksat almak sahiden terörün daniskası ve buna çanak tutan politikler var ülkemizde maalesef.”
Bilal Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında değerlendirmelerde bulundu.
Gençlerin epey hoş yetiştiklerini ve onlardan ümitli olduğunu lisana getiren Bilal Erdoğan, klasik sporlarla ilgili çalışmalarını şöyleki kıymetlendirdi:
“Geleneksel sporlarla ilgili öykümüz Okçular Vakfı’na dayanıyor, çocukluğumun geçtiği mahalle Okmeydanı. bu biçimde Okmeydanı semtin ismiydi, yay sokak ismiydi fakat okçulukla ilgili hiçbir şey bilmezdik. Mahallede de kimse bilmezdi ancak eski Beyoğlu Belediye Liderlerimizden Nusret Bayraktar olsun merhum Kadir Topbaş olsun, alışılmış ki Cumhurbaşkanımızın takviyesiyle yönlendirmesiyle oradaki okçuluk mirasını ihya ettiler. O eski okçular tekkesini 2. Beyazıt’a, Fatih Sultan Mehmet’e dayanan vakfiyeyi, ihya ettiler. Buraya sahip çıkılsın diye, buraya bir vakıf kuruldu. 2012 yılında Okçular Vakfı’nda başladığımız çalışmayla, klâsik okçulukla tanıştık. Okçulukta biliyorsunuz, bir olimpik yay var, bir makaralı yay var, bir de bizim klâsik okçuluğumuz var.”
Milletin kendi cet sporunu gördüğü vakit o alana geldiğini, ilgi duyduğunu belirten Bilal Erdoğan, kelamlarına şöyleki devam etti:
“İnsanlar birinci kere cirit görüyor, birinci sefer klâsik yay ile okçuluk görüyor, birinci sefer kökbörü sporu üzere Orta Asya’daki sporumuzu tanıtıyoruz. Yağlı güreşlerimiz örneğin, inanılmaz bir çıkış trendinde, onun da federasyonu kuruldu. Klasik Güreş Federasyonu kuruldu, yapılanması başlayacak. Klasik Atlı Sporlar Federasyonu kuruldu. 65 federasyonun ortasında bir tane Klasik Spor Kısımları Federasyonu vardı, bugün 4 tane oldu. ötürüsıyla bu da klâsik sporların Türkiye’de güçlenmesini sağlayacak. Türkiye’deki muvaffakiyet öyküsünü öbür ülkelere de anlatıyoruz. Sahiden bugün merkezi Türkiye’de olan milletlerarası bir spor konfederasyonu dünyada klasik spor kollarındaki en büyük çatı kuruluş, tek büyük otorite biziz. Türkiye’nin yumuşak gücü için de yeterli bir çalışma oluyor.”
Bilal Erdoğan, “Türkiye’deki artan tesisleşmenin klâsik sporlarda da yavaş yavaş başladığını aktararak, “Ankara’da bir tesis oldu, Kayseri de bir tesis oldu. Uşak’ta bir cirit alanı yapıldı, Erzurum’da bir açık cirit alanı yapıldı. Gaziantep ve Konya’da tesis çalışması devam ediyor. Ailecek geliyorsunuz, birisi ok atıyor, birisi cet biniyor.” formunda konuştu.
Dünya Göçebe Oyunları’nın eylül ayında İznik’te yapılacağını hatırlatan Erdoğan, şunları belirtti:
“Türk dünyasında epeyce olumlu işler oldu. Türk Devletler Teşkilatı ismiyle Türk kurulu bir daha yapılandırıldı. Türk dünyası Sovyetlerin beri hiç olmadığı kadar birbiriyle yakın. Birbiriyle kültürel, ekonomik ve siyasi manada dayanışma içerisinde. ötürüsıyla Dünya Göçebe Oyunları, eylül ayının sonunda İznik’te Türk Devletler Teşkilatı’nın bir tertibi olarak gerçekleştirilecek. 80’in üzerinde ülkenin katılacağı bir aktiflik olacak. İznik’in ne kadar büyük bir bedelimiz olduğu bu vesileyle tekrar ortaya çıkmış olacak. Türk dünyasının gidişatında klasik sporlarla ilgili çalışmalarımız da ülkeler ortası hukuku geliştirmede de hoş bir rol oynadı, oynamaya da devam edecek inşallah.”
“BİZ ÇOK ÖNEMLİ BİR VAKIF MEDENİYETİNİN MİRASÇILARIYIZ”
Bilal Erdoğan, Türkiye’nin epeyce önemli bir vakıf medeniyetinin mirasçısı olduğunu belirterek, “Biz hayli önemli bir vakıf medeniyetinin mirasçılarıyız. Bunun ihyasına yönelik olarak nazaranv aldığım vakıflarda kurumsallaşmaya yönelik, güçlenmesine yönelik, daha şeffaf kurumlar bulunmasına yönelik neler yapabiliriz, bunlarla ilgili çalışıyoruz. Olağan ki daha epey öğrenciye ulaşacağız. Bugün ulaştığımız öğrencinin vizyonu, kalitesi, argümanı 70 yıl öncesine nazaran hayli daha yükseklerde, hamdolsun biz bununla gurur duyuyoruz. Vakıfların, Türkiye’nin gelişmesinde Türkiye’nin mayasının sağlam kalmasında ne kadar hizmeti olduğunu buradan anlayınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yetişmiş kıymetli gençlerinin, bilim erkeklerinın ülkesine ve milletine örnek kişiselyetler olabilmesi için vakıf çalışmalarının kıymetli olduğuna işaret eden Bilal Erdoğan, “İnsan yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi kültürümüzle, kendi kimliğimizle, kendi geleneklerimizi kuşanarak da biz dünyada argüman sahibi oluruz, gelişiriz, geçeriz hepsini ve bir daha doruktaki yerimizi Allah’ın müsaadesiyle alırız.” dedi.
TÜGVA’YA YAPILAN TAARRUZ HAKKINDA
Gaziosmanpaşa’da Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) patlayıcıyla akın düzenlenmesine ait de Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
“Terörist ne demek, kamu malına ve sivil insanlara ziyan vererek, militanca beklenmedik ataklarla amacını gerçekleştirmeye çalışan demektir. Olağanda şayet demokratik toplumdan bahsediyorsak, demokratik süreçler muhakkaktır, bunların içerisinde çabanı verirsin. Biz de eğitimle ilgili işler yapıyorsunuz, eğitimle ilgili detaylarımizi, birikimlerimizi, gördüğümüz şeyleri siyasetle paylaşırız, istikamet vermeye çalışırız, kamuoyuna yönelik açıklamalar, duyurular yaparız. Bu toprakları vatan yapan bedeller, burası niçin Anadolu, niçin vatan olmuş, nasıl olmuş, bin yıl evvel niçin Malazgirt’i, Alparslan’ı konuşuyoruz. Sanıyor muyuz ki bizi biz yapan şeylerden soyutlandığı vakit burası vatan olmaya devam edecek. ötürüsıyla bu terör hareketleri, sivil toplumu gaye alan terör hareketleri, TÜGVA’yı niçin maksat alıyor, Bilal Erdoğan’ın burayla bir ilgisi mi var, ben burayı amaç alayım iktidara ziyan vermiş olurum, filan. Lakin yazık günah, buralarda beşerler çocuklarını emanet ediyorlar. Geliyorlar kitap okuyorlar, oyun oynuyorlar. Aileler çocuğum nerede dediği vakit işte TÜGVA’nın icat hanesinde kodlama dersi alıyor, dene-yap atölyesinde robotik kodlamayla ilgili bir şeyler yapıyor. Şiir okuyor, kitap okuyor. İşte bu biçimde bir yeri maksat almak sahiden terörün daniskası ve buna çanak tutan politikler var ülkemizde maalesef.”